Dövme yapmaya 6 sene önce başladım.
Sanatım, insan hikâyelerini deride görünür kılma arzusundan doğdu. 6 yıllık yolculuğum boyunca bedenin anatomisini, çizgilerin ritmini ve duygunun ağırlığını anlamayı öğrendim. Çünkü benim için dövme yalnızca bir tasarım değil; bir insanın kendine dair taşıdığı en sessiz ifade biçimi.
Her çalışma bir hikâyeyi dinlemekle başlar. Karşımdaki insanı anladıkça çizgiler yavaşça kendi yolunu bulur. İnce geometriler, gerçekçi dokular ve yüksek kontrastlı detaylar; kişinin iç dünyasını bedeniyle uyumlu bir sanat formuna dönüştürür.
Amacım yalnızca güzel görünen bir iz bırakmak değil, doğru hissedilen bir iz yaratmaktır. Her çizgimde bu duyguyu taşımaya çalışıyorum.
Sanat pratiğim saygı üzerine kurulu: bedene, hikâyeye ve hissedilen her detaya duyulan derin bir saygı. Ve her biten tasarım, aslında bir sanatçının değil; bir insanın yolculuğuna ait oluyor.
